Arap Millet Vekili İşgale Karşı Duruşumu Sürdüreceğim"

Arap Millet Vekili İşgale Karşı Duruşumu Sürdüreceğim"

İsrail'de Mart ayında gerçekleşecek genel seçimlerde adaylığının düşürülmesi söz konusu olan Arap milletvekili Hanin Zuabi, "Halkımın işgal altında olmasına karşı duruşumu devam ettireceğim" dedi.

İsrail Merkezi Seçim Komitesinin 12 Şubat'ta genel seçimlerdeki adaylığının düşürülmesi yönündeki talebi onaylaması sonrasında mahkeme, Zuabi'yi dinlemeyi kararlaştırdı. Bu çerçevede mahkemeye gelip savunmasını yapan Zuabi, adliye binasının önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Halkımın işgal altında olmasına karşı duruşumu devam ettireceğim" dedi.

Şiddete başvurmadığı halde, seçimlerde adaylığının düşürülmesi sürecinin, siyasi görüşlerine yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Zuabi, "Yüksek mahkemenin siyasi olan bu kararı iptal edeceğinden eminim. Adalet için mücadelem insani ve manevi bir amaç gütmektedir. Yaptığım ve söylediğim hiçbir şeyden dolayı pişmanlık duymuyorum" diye konuştu.

Bu arada Zuabi'nin dinlenilmesi dolayısıyla destekçileri ve karşıt görüşlü eylemciler de erken saatlerden itibaren mahkeme önünde toplandı. İsrail polisi de bu çerçevede önlem aldı.

Ancak bu önlemlere rağmen, Zuabi'nin mahkeme salonunu terk etmesinin ardından adliye koridorlarında gerginlik yaşandı. İsrail Evimiz Partisi mensubu bir grup, Zuabi'ye yönelik "terörist", "Senin hakkından ancak Liberman gelir" gibi sloganlar attı.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi ile Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman'ın kurduğu Evimiz İsrail Partisi, martta yapılacak parlamento seçimlerinde Zuabi'nin adaylığının düşürülmesi yönünde talepte bulunmuştu. Partiler, Zuabi'nin "terörü desteklediğini" iddia ederek, böyle bir talepte bulunduklarını belirtmişti. 

İsrail Merkezi Seçim Komitesi de 12 Şubat'ta talebi onaylamıştı. Komitenin aldığı "adaylığın düşürülmesi" konusunu otomatik olarak İsrail Yüksek Mahkemesi'ne gidiyor.

Zuabi'nin mensubu olduğu "Birleşik Arap Listesi" e komitenin kararı sonrasında yaptığı açıklamada, kararın, İsrail vatandaşı Filistinlilerin iradesini hedef alan "ırkçı bir karar" olduğu değerlendirmesinde bulunmuştu.

İsrail'in 8,5 milyonluk nüfusunun yaklaşık 2 milyonunu 1948 işgali sonrası yurtlarında kalan İsrail vatandaşı Filistinliler oluşturuyor. Filistinliler İsrail'i meşru bir devlet olarak değil "İşgal unsuru" olarak gördüklerinden bu bölgeyi de "1948 Toprakları" şeklinde tanımlıyor. Dört milyon Filistinli ise İsrail'in 1967'de işgal ettiği Filistin'in Gazze ve Batı Şeria bölgelerinde yaşıyor.

(AA)