Nureddin Şirin

Nureddin Şirin

Amerika Vururken Susma Utancına Bürünemeyiz

Amerika, “terörle mücadele” adı altında yine o bildik emperyalist saldırılarına başladı.

Irak’ta ve Suriye’de müttefikleriyle birlikte füze ve hava saldırıları düzenleyen Amerika, “dünyanın jandarması benim, istediğim düzeni ben verir, istediğim kararı ben alır ve uygularım” küstahlığını yine tekrarlamaya başladı.

Bizatihi kendisi terörün kaynağı, hamisi ve destekleyicisi olan Amerika’nın “terörle mücadele” adı altında düzenlediği saldırılar, öncekileri gibi yine bir haçlı saldırılarıdır; yegane amacı ise emperyalizm ve siyonizmin çıkarlarını koruyacak kalıcı bir statüko oluşturmaktır.

IŞİD ile ilgili bir tepkimiz olacaksa, bu bizim kendi meselemizdir, Amerika’nın meselesi değil.

Amerika ile birlikte hareket etmek, bu emperyalist ülkeye askeri ve lojistik destek vermek ve sonuçta emperyalizmin saldırganlığına meşruiyet kazandırmak, teröre karşı mücadele değil, bilakis teröre destek olmak ve terör suçuna bulaşmaktan başka bir anlam taşımaz.

Amerika hiçbir zaman İslam toplumlarının ve ülkelerinin esenliğini gözetmez; aksine attığı her adımda, düzenlediği her saldırıda sadece şeytani planlarını gerçekleştirmek için uğraşır. Şerden hayır ve iyilik beklenemeyeceği gibi, hadiselere şerrin gözüyle ve diliyle de bakılmaz.

Kimin dost kimin düşman, kimin terörist kimin gayri meşru olduğuna karar verecek olan da Amerika değildir.

Amerika’nın İslam dünyasına yönelik her adımına ayrımsız ve istinasız karşı durmak hem İslami hem de vicdani ve ahlaki sorumluluğumuzdur.

Tavır ve tutumlarımızı temel sabiteler üzerine belirlemezsek, bugün “düşman” dediğimize yarın “dost”, bugün “dost” dediğimize yarın “düşman” deme durumunda kalırız.

Amerika’nın durduğu yer, her zaman düşman pozisyonudur; Amerika’nın hedeflerine göre bu tespit değişmez; şuna vurursa “iyi”, buna vurursa “kötü” olmaz.

Hiçbir zaman, hiçbir surette Amerika’nın yanında olmayız, durmayız ve gözükmeyiz; aksine her zaman, her durumda Amerika’nın karşısındayız.

Amerikan emperyalizminin askeri, siyasi, ekonomik her türlü varlığını İslam topraklarından tamamen söküp atacak bir mücadeleyi ve stratejiyi kuşanmak bizim ilkesel ve stratejik tercihimizdir.

Nasıl ki Filistin direnişi, “nehirden denize bütün Filistin toprakları Siyonist işgalden kurtarılıncaya kadar direniş stratejik tercihimizdir” diyorsa ve bu tercih “Filistin davası”nın değişmez sabitesi ise, bütün ümmet açısından da her zaman Amerika’nın karşısında durmak “stratejik bir tercih” olma durumundadır.

Amerika karşısındaki duruşumuz geçici politik değişkenler üzerine kurulu ârizi bir duruş değildir, aksine bu duruş bir itikat ve ibadet meselesidir.

Sonuç olarak; bir kez daha, her zaman her koşulda Amerikan emperyalizminin karşısında durmayı değişmez stratejik bir tercih olarak tanımlarken, “IŞİD’le mücadele” adı altında ABD ve müttefiklerinin Irak ve Suriye’de başlattığı saldırılara da hiçbir tereddütsüz karşı olduğumuzu, istisnasız Amerika'nın tüm saldırılarına suskun ve tepkisiz kalmayı bir utanç olarak bildiğimizi belirtmek istiyoruz…

velfecr

Bu yazı toplam 2904 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar