Ali’nin Sadece Bedeni Gömülmedi!

Ali’nin Sadece Bedeni Gömülmedi!

Mammed Ali'nin ölümü tüm dünyada konuşulmaya devam ediyor.

Tevhid Haber 

Mammed Ali'nin ölümü tüm dünyada konuşulmaya devam ediyor. Hayatı, mücadelesi, verdiği mesajlar üzerinden her kesimden insanı buluşturan bir popüler ikon haline geldi. Şaşılacak bir şekilde Amerika'dan Avrupa'ya tüm medya aygıtları Ali'ye adeta güzelleme yarışına girmiş görünüyor.
Genel çerçevede medyada Ali'nin Müslüman kimliği ve bu kimlikle verdiği özgürlük mücadelesi Amerikan özgürlük paradigması içinde yorumlanıyor. Ayrımcılığa, Vietnam Savaşı'na itirazına hatta isminin Müslüman bir isim olmasına bile Müslümanlığının bir etkisi olmadığına inandırmak isteyenler de var. Evet Ali'nin yıldızının parladığı dönemler Amerika'daki ayrımcılığa, ötekileştirmeye, baskılara karşı yükselen bir dalganın olduğu doğru. Ne var ki Ali'nin mücadelesini diğerlerinden ayıran temel faktörlerden biri de herhangi bir dini değil Müslümanlığı seçmiş olmasıdır. Zira Muhammed Ali'nin düşüncelerini, eylemini yakından bilenler onun yanıbaşında duran Malcolm X'i yani Malik el-Şahbaz'ı görürler. Amerikan siyah hareketinin diğer liderlerinden Malcolm X'i ayıran temel faktör de Müslümanlığı idi kuşkusuz. Radikal söylemleri bir yana Müslümanca bir bakışa sahip olduğu dönemde karanlık ellerin hedefi olması manidardır..
Cenazeye gelince, Türkiye'yi de ilgilendiren ve Ali üzerinden devlet politikasının öne çıktığı bir durum oluştu. Cenazeye katılan Cumhurbaşkanına konuşma yapma imkanı tanınmaması, Kur'an okuma talebinin geri çevrilmesi gibi iddialar dillendiriliyor. Türk heyetinin cenazeye gitmeden evvel konuşma yapmak ve Kur'an okumak üzere mutabık kalındı ve bundan sonra farklı uygulama yapıldı ise çok açık biçimde bir Amerikan devletinin müdahalesinin olduğu yönündeki kanaatimiz sağlamlaşır. Tam tersine böyle bir mutabakat olmadığı halde bir fiili durum ortaya çıktı ise de sonuç fazla değişmeyecektir.
Bu duruma iki açıdan bakılabilir, ilki, ailesinin dini konularda fazla hassasiyetinin olmaması nedeniyle olağan sayılabilecek bir tavır ki bu bence zayıf bir ihtimal. Ailenin alışık olmadıkları bir uygulamayı zaten yeterince karmaşık törenler arasına onay vermemiş olmaları. İkinci şık ise, mutabık kalınsa da kalınmamış olsa da devlet müdahalesinin devreye girmiş olma ihtimali.
Amerika'nın, Muhammed Ali gibi bir ismin cenazesinin sadece popüler kültür ikonunun hayranlarını ilgilendiren apolitik bir etkinlik olarak değerlendirmediğini tahmin etmek zor değil.
Her şeyden önce dünya markası olarak bu ismin bir Amerikan imajına katma değerini sonuna kadar kullanmak isteyeceği çok açık. Kaldı ki Ali bir sporcudan çok fazla anlamlara sahip, siyasi, dini mesajları olan bir isimdi. Bu açıdan bakıldığında Ali gibi dünya çapında bir ismin cenazesini Amerikan devlet aklının tek başına bırakmayacağını tahmin etmek güç değil.
Bir zamanlar muhalif ve bir o kadar da popüler bir ismin cenazesinde verilecek her mesajın gündemi belirleyecek etkiye sahip olduğunun herkes farkındadır. Üstelik muhalif ve de Müslüman kimliği ile Ali üzerinden Amerika'nın orta yerinden dünyaya siyasal bir mesaj verilmesine sistemin izin vermesi düşünülemezdi. Hele İslamofobinin artık toplumsal kesimlerin nefret göstergesi olmaktan çok devlet politikasının üretim mekanizmasına dönüştüğü bir ortamda.
Bu durumda Amerika'nın Tayyip Erdoğan'ın şahında özel bir tavrı olması muhtemeldir. Ancak asıl önemli olan Türkiye'yi A. Necdet Sezer gibi bir isim de temsil ediyor olsaydı, isme dışarıdan bakanlar için varsayılan Müslüman imajı nedeniyle aynı uygulamayı yapardı.
Amerika aynı anda iki hamle yapmış oldu. Muhammed Ali cenazesi vesilesi ile özellikle İslam dünyasına siyasi içerikte bir bir mesaj verilmesini engelledi. Diğer taraftan Ali'nin en anlamlı yanı olan Müslüman kimliği ile muhalif, hele hele siyasal içerikli algının oluşmasını engelledi.
Böylece kendi halinde uysal bir Müslümanı popüler kültür ikonuna dönüştürürken onu Amerikanlaştırmış oldu. Oysa Ali her ne kadar Amerikalı olsa da ondan çok daha fazlasıydı… Ona Müslümanların sevgisini kazandıran da Müslüman olarak muhalif duruşu idi.
Ali'nin bedeniyle birlikte Müslüman ve muhalif anlamı da gömülmek istendi.

Akif Emre Yeni Şafak