Ali Bulaç: Müminler Kardeştir

Ali Bulaç: Müminler Kardeştir

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç bugün köşesinden "Müminler Kardeştir" başlıklı bir makale yayınladı.

Hucurat Sûresi’nin 10. âyeti şöyledir: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” Kurtubi, mü’minlerin “nesep”te değil, dinde ve birbirlerine karşı haklarının korunmasında kardeşler olduğu anlamına geldiğini söyler. “Din kardeşliği” soy ve ırk (neseb) kardeşliğinden daha sağlam, daha öndedir.

Âyette geçen “ihve” kelimesiyle ilgili olarak Razi şöyle der: Kelime neseb itibarıyla kardeşlik demek olan “eh” kelimesinin çoğuludur. Burada yüce Allah, Müslümanlar arasındaki bağın, neseb kardeşliği gibi kuvvetli olduğuna ve İslam’ın adeta bir baba gibi olduğuna işaret etmek üzere “Mü’minler ancak kardeştirler” buyurmuştur. İki Müslüman topluluk arasındaki ihtilaf ve çatışmaları ortadan kaldıracak arabuluculuk yapılacaksa, barış tesis edilecekse, bu, bir ailenin iki kardeşi arasındaki ihtilafa bakar gibi olması lazım. “Takva” bu teşebbüsün zeminidir. Yani müdahil güç Allah’tan sakınıp korkarak ve kardeşlerden birini haksızca tutmayarak barışı tesis edecektir. Kim haklı ise onun hakkı teslim edilecek, zalime yaptırım uygulanacaktır.

Kanaatime göre bir avukat, müvekkilinin kesin olarak haksız olduğunu biliyorsa onu mağdura karşı savunamaz, caiz değildir. Müslümanların hangi bölge, dil, iktisadî gelir grubu, cinsiyet, ırk veya renkten olursa olsunlar, birbirlerini sevmesi imanın gereğidir. Hz. Peygamber (sas), bunu kesin bir dille ifade etmiştir: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!” (Müslim, Îman 93-94; Tirmizî, Et’ime 45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mukaddime 9.)

Arap şairi şöyle der: “Ebi el İslamü la eba liy sivahu/İza’f-taharu bi Kays’in ev Semiymi (Onlar Kays veya Semim soyundan(ız) diye övündüklerinde (derim ki:) Benim babam İslam’dır, başka babam da yoktur.” Mevlana Celaleddin de şöyle demiştir: “Ey maderu peder tu/ Çiz tu neseb ne didem (Ey annem ve babam olan Sen! Sen’den başka neseb bilmiyorum.” Mevlana, maddî, fizyolojik ve sosyal cevherlerin üstünde tek bağın ilahi mensubiyet olduğuna vurgu yapar.

Müslümanlar arasındaki iman kardeşliği hukukî zeminden yoksun soyut bir ilişkiden ibaret değildir. Nasıl bir babanın vefatıyla mirası kardeşler arasında belli bir hukuka göre taksim ediliyorsa, “Müslüman kardeşler” arasındaki ilişki de belli bir hukuk zemininde düzenlenir. Bu bireysel düzeyde öyle olduğu gibi cemaat, topluluk, etnik, mezhebî vs. düzeylerde de öyledir. Hukuk ve yargı sistemi baktığı her dava hakikatte ya “insanlıktan” yani Adem ve Havva’dan veya dinden olan “kardeşler arasındaki ihtilaflar”dan kaynaklanır. Elmalılı, iki kardeşin arasını bulmanın dindeki kardeşliğin icabı olduğunu söyler. Müslümanlar kendi aralarında barışı, kardeşlik ve dayanışmayı tesis etmeyecek olurlarsa, kardeşlikleri sahici olmayacağından kendilerini dış düşmana karşı koruyacak mukavemet güçleri kalmaz. İnkâra, ahlakî dejenerasyona, hak ve hukuk ihlâllerine karşı mücadele edemezler. Bu da onların Allah’ın azabına müstahak olmalarına sebep olur. (Bkz. 3/Al-i İmran, 103.)

“Birbirlerine sevgi, şefkat ve merhamette mü’minler bir tek bedene benzer. Bedenin bir organı rahatsız olursa diğerleri uykusuzluk ve ateş ile onun rahatsızlığını duyar” (Müsned, II, 159). “Dedikoduların peşine düşmeyin, (insanların) kusurları(nı) araştırmayın, birbirinizi kıskanmayın, birbirinize sırt çevirmeyin, kin gütmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun” (Buhari, Edeb, 57-58; Müslim, Birr, 24 ve 28). “Hz. Peygamber (sas) ‘Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinizin satışına engel olmayınız, kızmayınız, sırt çevirmeyiniz, ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir, ona zulmetmez, onu küçük düşürmez, ona hakaret etmez’ buyurduktan sonra üç defa göğsüne vurarak “Takva buradadır” buyurmuştur. (Buhari, Nikah, 45.) Özeti: Müslümanların birbirlerine kardeş olmaktan başka seçenekleri yoktur...

zaman