Âlâ'dan Güvenlik Paketi Açıklaması

Âlâ'dan Güvenlik Paketi Açıklaması

İçişleri Bakanı Efkan Âlâ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İç Güvenlik Paketi'ni eleştirirken dile getirdiği "Söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım" açıklamasına yanıt verdi: Molotof taşımayacaksan yürü. Biz de güvenliğini sağlayalım.

Meclis'te komisyon görüşmeleri tamamlanan İç Güvenlik Paketi'nin bugün Meclis Genel Kurulu'nda ele alınması planlanmıştı. Ancak Genel Kurul, gündemindeki düzenlemeleri henüz bitiremediği için bugün görüşmelere geçilmeyecek. Genel Kurul'un son çalışma günü olan Perşembe günü de Enerji Bakanı Taner Yıldız hakkındaki gensorunun gündeme alınıp alınmaması görüşüleceği için İç Güvenlik Paketi Salı günü ele alınmaya başlanacak. 

Anadolu Ajansı Editör Masası'nın konuğu olan İçişleri Bakanı Âlâ, İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin muhalefetin eleştirilerine yanıt verdi. Âlâ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İç Güvenlik Paketi'nin toplumsal olaylara müdahale ile ilgili bölümüne itirazını dile getirirken kullandığı ifadelere cevap verdi. 

Kılıçdaroğlu İç Güvenlik Paketi'nin "milletin eline kolunu bağlayacağını" savunmuş, eylem yapanların poşu takması ile ilgili "Ne diye takıyorlar, biber gazından korunmak için. Ne getirirsen getir, söz veriyorum; o gençlerin en önünde ben olacağım" demişti. 

Âlâ, Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerini paketin getireceği kısıtlamaları anlatarak değerlendirdi:

"Ana muhalefet partisinin genel başkanı, 'Söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım' demiş. Molotof taşımayacaksa, kuralların belirlediği güzergâhta yürüyecekse, elinde sapan, demir bilye olmayacaksa, yüzünü suç işlemek üzere kapatıp elinde de kanundışı birtakım enstrümanlar olmayacaksa ve kalabalıkların arkasından polisimize, milletimize karşı yaralayıcı, bereleyici şeyler atmayacaksa yürü. Biz de senin güvenliğini sağlayalım." 

'Pakete destek yüzde 80'

İç Güvenlik Paketi'nin bir "güvenlik reform paketi" olduğunu söyleyen Âlâ, pakete halkın desteğinin yüzde 80 oranında olduğunu savundu. Âlâ, "Zaten vatandaş bekliyordu, bu kadar ağır Gezi Olaylarında, 6-7 Ekim olaylarında başka zamanlarda neler yaşandığını biliyor, çok ciddi bir halk desteği var." dedi.

Âlâ muhalefetin gündeme getirdiği "sapanın cezası 2 yıl, tabancanın 1 yıl" iddiasının "tamamen yalan" olduğunu söyledi;

"Ateşli Silahlar Kanunu'na göre sapan zaten suç değil. Evinde adamın sapan varsa, isterse mancınık olsun hiç cezası yok. Ama silahın var. Ama ikisini de alır getirirse toplantıya ve kullanırsa silah gibi o zaman silaha iki ceza var, hem bulundurmaktan hem de bunu kullanmaktan. Oysa buna bir ceza var, silah gibi kullanmaktan." 

Âlâ muhalefeti "Kurnazlıkla kara propaganda yapmakla" suçladı:

"Suçlular tedirgin olacak ama suç işlememiş olanlar da rahat olacak. İşini iyi yapan güvenlik birimleri taltif edilecek; kötü yapan, art niyetli davranan da cezalandırılacak. Getirdiğimiz şeyler bunlar. Vatandaşın can ve mal güvenliğinden bahsediyoruz. Eğer eleştirecekseniz oturup çalışacaksınız. Dersinize çalışıp eleştireceksiniz. Vatandaşın can ve mal güvenliğinin söz konusu olduğu bir düzenlemede kulaktan duyma birtakım yanlış argümanlarla, yalan yanlış malumatlarla eleştirmeyeceksiniz. Kurnazlıkla o yalanı kara propagandaya dönüştürüyorlar ve zannediyorlar ki millet de buna inanacak."

'Yurt dışı bağlantısı var ama kayıtlarda yok'

Âlâ 'paralel yapıyla mücadele' konusunda da mesajlar verdi. 2012 yılında 250 bin kişinin dinlendiğini, bir kişinin 20 kişiyle konuştuğu hesabı üzerinden toplam 5 milyon insanın dinlendiğini söyledi. Dinlemelerde hedefin devletin tepesindeki isimler olduğunu belirten Âlâ dinlemelerin yurt dışına servis edildiğine dair bağlantı olduğunu ancak bunun devlet kayıtlarında yer almadığını belirtti. İçişleri Bakanı Emniyet'te dinlemelerin ardından görevden alma, ihraç ve suç duyurularıyla ilgili rakamları da paylaştı:

"Emniyette 3 bin 329 kişi soruşturuluyor. 510 kişi görevden uzaklaştırıldı. Bunlardan 251'i, meslekten ihraç edildi. Şu anda dosyası hazırlanmış olan 776 kişi meslekten çıkarılsın diye talep edilen var. Bin 860 kişi de kişi hakkında da suç duyurusunda bulunuldu. Şimdi tabii bunların denetimini yapması gerekirken göz yummuş, yapmamış onlar da disiplin cezası altında başka yerlere tayin edildi. O görevlerden alındı" 

'Mide bulandırıcı bir durum'

Ala, "paralel yapı" ile mücadele kapsamında 2010'dan itibaren yapılan tüm sınavların denetlendiğini hatırlattı. Bu soruşturmalar sonucunda disiplin cezası ya da meslekten çıkarmaların olacağını söyledi. Âlâ, KPSS ve diğer alanlarda soruların çalınması ve hak etmeyenin kadrolara yerleştirilmesinin "mide bulandırıcı bir durum"olduğunu savundu: 

"Öyle bir mekanizma ki anlı şanlı, ismi de bilinen, sürekli doğruluktan, dürüstlükten bahseden insanların kardeşleri, akrabaları da yüzde 100 alıyorlar, yani bütün soruları yapıyorlar. Sonra o ortaya çıkıp ikinci sınav yapılınca da o sınava da girmiyorlar. Çünkü ortaya çıkacak. Fakat başka alanlarda sınavlara girmişler. O alanlardaki sınavların da sorularının çalındığı şimdi tespit edildi. O soruşturma devam ediyor. Oradan aldıkları puanlarla da yine işe girmişler. Mide bulandırıcı bir durumla karşı karşıyayız. Allah buna razı olmaz"

Kaynak: Anadolu Ajansı