Akdoğan: “Saldırıyı Şiddetle Kınıyoruz!”

Akdoğan: “Saldırıyı Şiddetle Kınıyoruz!”

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Paris'teki saldırıya ilişkin, "Aktörlerden bağımsız olarak eylemin kendisini kınıyor ve lanetliyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, TRT Haber'deki Özel Yayın programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Paris'te meydana gelen saldırının" sorulması üzerine Akdoğan, olayın şok edici, sarsıcı olduğunu söyledi.

Hükümet olarak, olaya ilişkin temel yaklaşımlarının, "her türlü terör hadisesini reddetmek, kınamak ve telin etmek" olduğunu belirten Akdoğan, "Kim yaparsa yapsın, kimden gelirse gelsin, kime karşı olursa olsun, aktörlerden bağımsız olarak olayın, hadisenin, eylemin kendisini kınıyoruz ve lanetliyoruz. Bu olayda da 12 kişi hayatını kaybetti, yaralılar var. Bu kabul edilebilir bir hadise, eylem değildir, bunu şiddetle kınamak gerekiyor" dedi.

Saldırıya uğrayan derginin, daha önce yaptığı yayınların eleştiri konusu olabileceğini ifade eden Akdoğan, şunları kaydetti:

"Her basın organının yayınları eleştiri konusu olabilir. Bunlar eleştirilebilir, kınanabilir. Bunun bağlamı ayrıdır, bu hadiseyi kendi bağlamında değerlendirmek lazım. Kategorik, prensip olarak terör hadisesini ve bu tür eylemleri öznelerinden bağımsız olarak reddetmek ve kınamak gerekir, telin etmek gerekir. Bu olay gerçekten daha çok konuşulacak ama baştan peşin hükümle hareket etmemek, aceleci olmamak ve konuşmamak lazım. Olayın biraz daha aydınlanmasını beklemek lazım. Fransa devletiyle diplomatik anlamda ilgili birimlerimiz temas halinde. Bakanlarımız muadilleriyle görüşüyorlar. Bu tür konularda ortak bir dayanışma, mücadele içerisinde olmak önem taşıyor. Aslında bu bizim de yıllardır ıstırabını çektiğimiz bir konu. Yani terörle ortak mücadele vermeliyiz. Bu bir insanlık sorunudur. Hangi ülkede, coğrafyada, kim tarafından yapıldığının önemi yok. Terörle ortak mücadele konseptinin, anlayışının geliştirilmesi gerekir. Bu bizim yıllardır söylediğimiz şey. Çünkü biz, terörden muzdarip olan, çok çeken, insanlarını kaybetmiş olan bir ülkeyiz."

İstanbul'da dün meydana gelen terör saldırısını hatırlatan Akdoğan, şehit olan polise Allah'tan rahmet diledi. 

Ortak mücadele geliştirmenin çok büyük önem taşıdığını belirten Akdoğan, "Bu mesele üzerinden algı operasyonlarına karşı da dikkatli olmak lazım. Bu meseleyi İslam ile özdeşleştirmek, Hazreti Peygamberimizin karikatürünü vesaire çekip, bunun üzerinden birtakım algı operasyonlarına çanak tutmak bu da tehlikeli bir durumdur. Çünkü bunun ıstırabını orada yaşayan insanlar çekiyorlar. Yani kültürler arasında çatışmayı besleyecek şekilde konuşmak, yorumlar yapmak doğru değil" diye konuştu.

"Büyük fotoğrafı görmek lazım"

Daha önceki hadiselerden sonra Fransa'da ciddi bir ırkçılığın, İslam düşmanlığının, göçmenlere karşı bir dalganın geliştiğini, Avrupa'nın bunu uzun bir süredir tartıştığını hatırlatan Akdoğan, "Bu tür olaylar, bu ekmeğe yağ sürmemeli. Bu konuda müteyakkuz olmak lazım. Bu, terörün tuzağına düşmek olur. Eğer bu tür yeni bir ırkçılık dalgası, göçmenlere veya Müslümanlara karşı yeni bir dalgayı bu beslerse, bu terörün tuzağına düşmek olur. Çünkü terör bunu arzu eder. Toplumdaki fay hatlarını tetikler, harekete geçirir, bölünme meydana getirir" dedi.

Akdoğan, bunun Avrupa'nın değerlerinde de bir çatlamaya sebep olabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Eğer burada İslam'a, Müslümanlara karşı bir nefret dili gelişmesine bu zemin hazırlarsa, Avrupa'nın temel değerlerinde de bir çatlamaya sebep olabilir. Buna karşı da müteyakkuz olmak lazım. Daha soğuk kanlı, serin kanlı değerlendirmeler yapmak lazım. Son günlerde Avrupa'da birçok hadise meydana geldi. Camilere karşı birtakım hakarethane saldırılar oldu, başka birtakım hadiseler oldu. Böyle baktığımızda, zaten böyle bir dalga var. Bunu daha fazla besleyecek, destekleyecek şekilde algılar üretmemek lazım. Bunlardan da kaçınmak lazım. İnşallah bir an önce bu olay aydınlanır. Nedir, ne değildir ortaya çıkar. Ama bu tür terör hadiselerinde veya siyasi cinayetlerde, kimin kime ne yaptığından ziyade, başka bir amaç vardır ulaşılmak istenen. Başka bir maksada hizmet etmek için bunlar yapılıyordur. Bu tuzağa da düşmemek lazım. Büyük fotoğrafı da görmek lazım. Kim bundan ne murat ediyor, ne yapmak istiyor? Bu fotoğrafı da doğru okumak gerekir diye düşünüyorum. Ümit ederiz, bir an önce bu olay aydınlanır, herkes serin kanlı bir şekilde değerlendirmeler yapar ve ırkçılığı, nefret dilini geliştirecek söylemlerden ve yorumlardan da kaçınılır."