Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

AK PARTİ’Yİ RAHAT BIRAKMAYACAKLAR

Yeni Başbakan adayı belli oldu. Binali Yıldırım’la yola devam.. Hukuki süreç olağanüstü bir hızla tamamlanacak ve yeni hükümet çalışmalarına başlayacak..

Yarın AK Parti’nin kongresi var.. Muhtemelen Cumhurbaşkanı, kongreden hemen sonra görevlendirmeyi yapacak ve ardından da yeni kabine Beştepe’ye sunulacak. Dokunulmazlık tartışmalarının hemen ardından güven oylaması için süreç başlayacak. Onun ardından da bürokratik atamalar gerçekleştirilecek..

Ramazan’a dolu dizgin giriyoruz anlayacağınız.. Bu arada göreceksiniz, ne Cumhurbaşkanını, ne yeni başbakanı, ne AK Parti’yi ne de Davutoğlu’nu rahat bırakacaklar.

Bu arada bu süreçte yaşanan bir gerçek daha sözkonusu. AK Parti’siz, Erdoğan’sız bir Türkiye nasıl bir Türkiye olur.. Düşünsenize Paralel geri dönüyor. “Ergenekoncu”larla ve AK Partililerle hesaplaşmak istiyor. Bu durumu fırsat bilen PKK ve sol örgütler terörü tırmandırıyor.. Sonuç: Türkiye Suriye oluyor.. Böyle bir cehennemi aklı başındaki CHP’liler bile istemez.. CHP’siz, MHP’siz, HDP’siz bir Türkiye mümkün, ama AK Parti’siz bir Türkiye mümkün değil. Ve Erdoğan’sız bir Türkiye de mümkün değil gibi sanki..

Erdoğan misyonunu tamamladığında, kuşkusuz o da gidecek. Zaten Erdoğan’ı başedilemez bir güce dönüştüren de o misyon değil mi? Erdoğan ve Davutoğlu “muhteşem ikili” olabilirdi. Ama olmadı.. Şimdi aynı rolü Binali Yıldırım deneyecek.

Davutoğlu aslında Başbakan olmadan önce siyaseti bırakıp üniversiteye geri dönmek istediğini söylüyordu yakın çevresine. Gençlerle ve sivil toplumla ilgilenecekti.. Gençleri ve sivil toplumun ihmal edildiğini, herkesin, her şeyi Ankara’dan beklediğini söylüyordu..

Başbakan olduktan sonra durum değişti.. Özellikle bugün gelinen noktada siyasete devam kararı verdiğini düşünüyorum..

Hoca, uzun vadeli stratejik hedefler üzerine plan yapmayı seviyor.. Geçiş süreci, Erdoğan ve Erdoğan sonrasına ilişkin kafasında senaryoları olması gerek.. Bana kalırsa veda konuşması, bir kopuş değil, yeni bir başlangıca işaret ediyordu. Sabırlı, ince ve uzun bir yol siyaseti..

Hoca yeni yolculuğunda partisine sahip çıkacak ve Erdoğan’a ters düşmemeye çalışacak.. Parlamentoda performans gösterecek. Anadolu’ya çıkacak.. Eğer o siyaseti bırakacak ya da bu konuda daha sakin bir rota izleyecek olsa idi, çevresindeki, peşindeki kişiler ve kurumlar için bu sukutu hayal olurdu.. Bu işi Davutoğlu’ndan çok onların istediği ve bu konuda Davutoğlu’nu yönlendirmeye çalışmaları sürpriz olmaz..

Erdoğan’a karşı eski parti içi muhalefet kanadı Davutoğlu’nun arkasında saf tutarak meşruiyet kazanmaya çalışacaklar.. Muhalif Media da her fırsatta Davutoğlu’na miktofon uzatacak. Yabancı basın, yabancı STK’lar ve yabancı akademisyenler Davutoğlu ile daha çok görüşecekler ve dış basında çıkan haberler içeride de yankı bulacak..

Davutoğlu’nun bir handikapı da şu, Paralel yapı, Liberaller, ve bir de Erdoğan’dan yüz bulamayan, destek göremeyen ne kadar iş adamı, bürokrat, gazeteci varsa Davutoğlu’cu kesilecek başımıza.. Davutoğlu bunlarla nasıl baş edecek bilmiyorum. Bir de Davutoğlu’na karşı olanlar Erdoğan’cı kesilip Davutoğlu’na saldıracaklar..

Bu geçiş sürecinde zayıf, düşük profilli bir Başbakan ciddi bir riskti. Binali Yıldırım Erdoğan’ın tanıdığı, güvendiği biri. Ömer Çelik’in ifadesi ile, Erdoğan’la Binali Yıldırım arasında siyaset tarzı ve fikir açısından milim bir fırk olmasa gerek.. Nasıl Erdoğan’ın yeri zor doldurulursa, Davutoğlu’nun boşluğu da, özellikle dış politika konusunda  kolay doldurulmaz.. Gelecek kişinin her yanlışını birileri Erdoğan’a fatura etmeye çalışacaklar, “Davutoğlu olsa böyle olmazdı” diyecekler..

Davutoğlu, akıllı-dürüst bir politikacı imajı çizdi. Yeni başbakanın bu konuda dikkatler hep üzerinde olacak. Çok konuşan, çok popüler biri de çok kolay tuzağa düşürülür.. Konuşmayan biri de olmaz. Ciddi, tutarlı, entelektüel seviyesi yüksek yüksek profilli yeni bir başbakan aranıyordu, AK Parti’nin en kıdemli ve başarılı bakanlarından biri bu işi aday oldu.. Uyumlu, geçiş dönemini başarı ile götürecek, cesur, kompleksiz biri olmalı.. Yeni bir yol kazası bu kadar kolay atlatılamayabilir..

Kesinlikle Media’ya ve belli çevrelerin dolduruşlarına, kışkırtmalarına kulağı kapalı olmalı.. Hızlı karar vermeli. Dış politika, eğitim, sağlık, birçok alanda birden, eş zamanlı, senkronize bir şekilde yüksek bir performans gerekiyor bu konularda netice alabilmek için.

Önümüzde bir ara seçim var gibi, bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından.. Anayasa ve Başkanlık sistemi ile ilgili müzakere süreçlerini ve referandumu başarı ile götürecek bir isim aranıyor. Terör ve özellikle kamuda, piyasada, STK’larda, üniversitelerde hâlâ pozisyonlarını korumaya, gizlenmeye çalışan Paralel yapı konusunda netice alıcı bir kararlılıkla bu olayların üzerine gitmesi gerekiyor.

Mali dengeler, dış politika, ekonomik büyümenin, yatırımların aksatılmadan sürdürülmesi gerekiyor.. Bütün bunların altından kalkacak biri aranıyor.. Kriz yönetim konusunda tecrübeli, sürprizlere hazırlıklı bir isim aranıyordu.. Binali Yıldırım, Erdoğan’ın işini artıran değil, hafifleten biri olacaktır. Süreci birlikte yönetecekler.

Yaşanan süreçten sonra yeni gelecek kişi, Cumhurbaşkanının hassasiyetleri noktasında daha dikkatli olacaktır ve bu gerçekleri görerek bu görevi kabul edecektir.. AK Parti tabanının kulağına kar suyu kaçtı. Parti tabanı da bundan sonraki gelişmeler konusunda daha dikkatli ve duyarlı olacaktır..

Göreceksiniz, AK Parti teşkilatları, dışarıya karşı bu kongrede birlik, dayanışma, kararlılık ve cesaret gösterisi yapacaktır.. AK Parti zarar görürse, bunun bedelini kimse ödeyemez.. Onun için herkes daha dikkatli davranacaktır. Bu durumu fırsat bilerek krize oynayanlar oynadıkları oyunun altında kalacaktır. Evet, AK Parti’yi rahat bırakmayacaklar, ama gelinen noktada başarı şansları sıfır.. Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 934 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar