'Ajanlarının Tepesine Binmeye Devam Edeceğiz'

'Ajanlarının Tepesine Binmeye Devam Edeceğiz'

Erdoğan'dan 'insan hakları savunucuları' açıklaması: 'Ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğiz'

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükada'daki İnsan Hakları Savunucuları'ndan gözaltına alınanlardan 6'sının tutuklanmasına ilişkin, 'Sen Türkiye'nin Cumhurbaşkanına, Bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin ama ajanların gelip otellerde cirit atacaklar. Ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğiz' ifadelerinde bulundu.

Erdoğan, Alperen Ocakları'nın Türkiye'deki Sinagoglara yönelik tehdit mesajlarıyla ilgili ise 'Ben buradan milletime sesleniyorum, Mescid-i Aksa'da böyle bir şey oldu diye buradaki sinagoglara saldırmanın anlamı da yoktur, bunlar bizim dinimize göre de yasaklanmıştır. Aynı yanlışa aynı ile mukabelede bulunamayız.' şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Artık deniyor ya, parlamenter demokrasi, parlamenter demokraside seçim kazanmak bizim için leblebi çekirdekti. Artık hedefi büyük koyduk.' ifadelerinde bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan ifadeler şu şekilde:

'Ülke liderleri ile yaptığım görüşmelerde birçok bölgesel meseleyi ele alma fırsatı bulduk. Sorunlarımızı samimiyetle konuşmanın yollarını aramamız gerekiyor. Krizin, yakın zamanda hallolacağını ümit ediyorum. Temasların, Katar krizi bağlamında önemli katkılar sağladığını ümit ediyorum. Bölgenin istikrarı için çabalarımızı artırarak devam edeceğiz.Müslümanların Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'den sonraki 3. kutsal mabedi, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dır. 

Araplar bizi arkadan vurdu yalanını bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Bugün ülkemizde devletimize ve milletimize karşı savaşan terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak, tüm Arapları da itham edemeyiz. 

'İsrail'in Harem bölgesini Müslümanlara yasaklaması bardağı taşırmaktadır'

Osmanlı'nın elinden çıkması ile başlayan Kudüs'ün sıkıntılı günleri, adeta kabusa dönüşmüştür. Uluslararası hukuka göre meşruiyet elde etmiş başkenti Tel Aviv olan İsrail devleti, bizim de tanıdığımız bir devlettir. Ancak Kudüs'ün 3 din için de özel olan statüsüne, Harem bölgesinin mahremiyetine saygı duymayan bir İsrail, en büyük zararı kendisinin göreceği tehlikeli bir yola sapıyor demektir. İsrail yönetiminin, işi Harem bölgesini Müslümanlara yasaklayarak işgale götürmesi, bardağı taşırmaktadır. 

Biz Müslümanlar için mübarek beldelerimizi korumak, imkan değil, iman meselesidir. Eğer, İsrail elindeki silahlara bakara böyle bir yola tevessül ediyorsa çok yanılır. Filistinli ve diğer milletlerden kardeşlerimiz de bu zeminin dipdiri ayakta olduğunu cümle aleme ilan etmektedir. Buradan tüm vatandaşlarıma ve tüm Müslümanlara çağrıda bulunuyorum. İmkanı olan herkes, lütfen Kudüs'ü Mescid-i Aksa'yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize yardım göndersinler. Bizler Mescid-i Aksa'ya ne kadar çok sahip çıkarsak, gözlerini oraya dikmiş olanların işleri de o kadar zorlaşır. Postalları ile kirletiyor, Müslüman kanı döküyorsa bunun sebebi bizlerin Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdur. Gelin hep birlikte Kudüs'e sahip çıkalım.

Ben buradan milletime sesleniyorum, Mescid-i Aksa'da böyle bir şey oldu diye buradaki sinagoglara saldırmanın anlamı da yoktur, bunlar bizim dinimize göre de yasaklanmıştır. Aynı yanlışa aynı ile mukabelede bulunamayız. Biz farklıyız.  Biz sadece Kudüs'te Müslümanların kutsallarına saygı gösterilmesini istiyoruz. Türkiye, en ideal çözümün 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti ile yine aynı sınırlar içinde başkenti Tel Aviv olan İsrail devleti olduğunu söylemektedir. Sayın Cumhurbaşkanları ile yaptığım görüşmede de söyledim, Müslümanlara terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz. Aynı şekilde burada sinagoglara giden Musevilerin, Yahudilerin de terörist muamelesi görmesini biz kabul edemeyiz. Bunları birbirinden ayırmamız lazım. Şu anda yapılan iş, terörle mücadele bahanesi ile Mescid-i Aksa'yı Müslümanların elinden alma girişimidir. Ümidimiz bu meselenin en hızlı şekilde çözülmesidir."

İsrail'in yeni bahanelerle bir zulüm yöntemi icat etmesine izin verilemez. Yeni çatışma sebepleri üretmesini değil, bölgenin huzuruna katkı sağlayacak adımlar atmasını bekliyoruz.

Bir süredir Amerika'sı, Almanya'sı, Hollanda'sı başta olmak üzere Türkiye'ye yönelik anlaşılmaz tutumun tezahür ettiğini görüyoruz. İstiyorlar ki, sadece onların çıkarları masada olsun, biz fedakarlıkta bulunalım. 

Bir süredir Amerika'sı, Almanya'sı, Hollanda'sı başta olmak üzere Türkiye'ye yönelik anlaşılmaz tutumun tezahür ettiğini görüyoruz. İstiyorlar ki, sadece onların çıkarları masada olsun, biz fedakarlıkta bulunalım. İstiyorlar ki, onlar bizim vatandaşlarımızı istedikleri gibi örselerken, kendi ajanları ülkemizde cirit atsınlar, biz bir şey yapmayalım. Kusura bakmasınlar, artık öyle bir Türkiye yok. Sen Türkiye'nin Cumhurbaşkanına, Bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin ama ajanların gelip otellerde cirit atacaklar, benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Ya bizimle eşit şartlarda müttefiklik yapacaksınız, ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız."

'Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu?'

Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu? Almanya ya da Amerika'da yapılınca suç sayılan eylem, Türkiye'de yapılınca niye hak, hukuk oluyor. Hemen işi ekonomi ile teşvik edip bel altı vuruşları ile gerçek tiynetlerini belli ediyorlar. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız, yanılırsınız ve siz kaybedersiniz. Artık dünyada marka yok, markalar var. Alternatif marka geliyor. Artık dünya bunu yaşıyor. 

'Ajanların tepesine binmeye devam edeceğiz'

Fırsat bulduklarında hala kan dökmekten çekinmeyenlerin bize söyleyecek sözü olamaz. Şimdi de kafayı Türkiye'ye takmışlar. Eskiden tehditlerini süslü püslü kelimelerin arkasına yaparak saklarlardı, şimdi alenen söylüyorlar. Dürüst oldukları için teşekkür ederiz. Almanya'nın bilmem ne bakanı, Türkiye'ye nasıl çok daha zarar verebileceklerine yönelik düşüncelerini medyaya ifşa etmeye başladığına göre iyice çaresiz durumdalar. Gezi olaylarına, FETÖ'ye ümit bağladılar, olmadı. PKK, YPG, SDG'den ümit beslediler, oradan da bir şey çıkmayacak. YPG terör örgütü, onun için YPG'yi kullanmayın, SDG'yi kullanın. Fakat, artık ne yaparlarsa yapsınlar çuvala sığmıyor. Bunlar bütün açıklığı ile ortada. Ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğimiz ifade ediyorum.

Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar. Yanlışa tahammülümüz yok, 2019 bir kırılma noktası. Artık deniyor ya, parlamenter demokrasi, parlamenter demokraside seçim kazanmak bizim için leblebi çekirdekti. Artık hedefi büyük koyduk.'