AİHM, Türkiye'yi kaldırılan yasaktan mahkum etti

AİHM, Türkiye'yi kaldırılan yasaktan mahkum etti

AİHM, cezaevlerinde Kürtçe konuşma yasağının bulunduğu yıllarda mağdur olan mahkumpların yaptığı başvuruları yeni sonuçlandırdı. AİHM, Türkiye'yi haksız bularak mağdurlara tazminat ödenmesine hükmetti. Cezaevinde Kürtçe konuşma yasağı 2009 yılında kaldırı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), cezaevinde Kürtçe konuşma yasağının bulunduğu 2009 yılından önce yapılan şikayetlerde Türkiye'yi haksız buldu.

AİHM, 2006 ile 2008 yılları arasında aileleriyle Kürtçe konuşulmasına izin verilmeyen Muş ve Bolu Cezaevlerindeki mahpusların başvurusunu sonuçlandırdı. AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “özel yaşama saygı ve aileyle haberleşme hakkını ihlali” düzenleyen 8. maddesini ihlal ettiğine karar verdi. Türkiye mahpuslara manevi tazminat ödemeye mahkum oldu. Türkiye, Ahmet Gerez, Mehmet Şirin Bozçalı, Mehmet Nuri Özen ve Mesut Yurtsever'e 300'er Euro manevi tazminat ödeyecek. 

Muş ve Bolu cezaevlerinde kalan Nusret Kaya, Ahmet Gerez, Mehmet Şirin Bozçalı, Mehmet Nuri Özen ve Mesut Yurtsever’in akrabaları ve aileleriyle telefonda Kürtçe konuşmaları yasaklanınca sırasıyla yerel ve üst mahkememelere itirazlarda bulunmuşlardı. Yargıtay da dahil tüm mahkemeler, 2010 yılında olumsuz karar bildirmişlerdi. 

AİHM, 2006 ve 2008 yıllarında yapılan başvurularla ilgili kararı dün açıkladı. AİHM kararında, “cezaevi yetkililerinin, mahpusların aileleri ve yakınlarıyla ilişki kurmasını sağlamak yükümlülüğünde olduğunu” belirtti.

KÜRTÇE YASAĞI 2009 YILINDA KALDIRILMIŞTI 

Adalet Bakanlığı’nın, cezaevindeki hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla telefonda Kürtçe konuşabilmesine olanak sağlayan tüzük değişikliği 2009 yılında yürürlüğe girmişti. Yapılan değişiklikle, tutuklu ve hükümlülerin eşleri, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ve vasileri ile Türkçe dışındaki dillerde telefon görüşmesi yapabilmesi kolaylaştı. Yeni tüzüğe göre hükümlü, kendisinin ya da görüşeceği kişinin Türkçe bilmediğini beyan ederek, Kürtçe ya da başka dillerde görüşme yapabilecek. Yapılan görüşme kayda alınarak daha sonra tercümanlarla birlikte incelenecek.

Görüşmede suç teşkil eden ifadeler kullanıldığının belirlenmesi halinde, konuşmayı yapan kişiye bir daha Türkçe dışında bir dilde görüşme izni verilmeyecek. Yürürlükten kalkan düzenlemede, hükümlünün Kürtçe ya da bir başka dille görüşme yapabilmesi için öncelikle araştırma yapılıyordu. Hükümlünün ve yakınlarının Türkçe bilmesi durumunda, hiçbir koşulda başka dilde görüşme yapmasına izin verilmiyordu. Türkçe bilen hükümlünün, görüşeceği yakınının Türkçe bilmediğini iddia etmesi halinde de polis veya jandarma marifetiyle, hükümlünün yakınına yönelik araştırma yapılıyordu.

 
ajanslar