Biliyorum, bizim “Tom amca” olmamızı, beyaz efendilerimize sadık bir hizmetkâr olmamızı istiyorsun, ama olmayacağız..

Eski Ankara büyükelçiniz

ABD’nin Ankara eski büyükelçisi James Jeffrey, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin Fırat Nehri›nin batısına geçmeyeceği konusunda ABD›ninTürkiye’ye verdiği sözü tutmadığını belirterek, “Benim 35 yıllık tecrübem, eğer Türklere verdiğiniz söze sadık kalmazsanız çok çabuk pişman olursunuz” dedi. Bu zat, daha bir süre önce de Erdoğan’ı değerlendirirken onun hakkında “Diktatörce davranıyor” demeye getiriyordu. “Batıda sevilmediğini” söylüyordu. Ama ABD’nin planları boşa çıkınca, darbe başarısız olunca, şimdi yeni duruma göre yorum yapıyor..

ABD Yemen eski Büyükelçisi Arthur Hughesin  anlattıklarını da dinleyin..

Clash of Kings oyunu içindeki diyalog kutucukları içinde, bir oyun kahramanının kimliği üzerinden darbeci çetelerin haberleşme networkunu kurgulayan akıl elbette medya, mafya, sermaye, siyaset, STK arasında da kendi networkunu oluşturacaktır.. Hughesin, “CIA ile Türkiye’deki Ortodoks kiliselerinin bağlı olduğu patrikhaneler ve onların içindeki yapılanma”ya dikkat çekiyor..

Herkes biliyor ki, Gülen’in arkasında Vatikan var. Vatikan, Anglikan ve Protestan Kiliseler Birliği, bir yandan Türkiye’deki Ortodoks kilisesi ile yakın ve sıcak bir ilişki içindeler, bir yandan da Suriye’de PYD ile kol kola hareket ediyorlar..

FETÖ’nün bu ayağı henüz deşifre edilmedi..

Hughesin, isim de veriyor. Fuller, George Fidas, Alexander Karlautsos ve diğerleri.. Diyanet’te varlar da patrikhanede yoklar mı?

Ha tabi bu arada; ABD, Gülen’in darbenin arkasındaki isim olduğunu bilmiyor, inanırsan.. Yahu bu gerçeği Sağır Sultan da duydu. Ha, affedersiniz tabi bayan Clinton da işin içinde olunca, işin ucu zülfiyare dokunuyor değil mi?

Paralel yapının futbol ayağı niye deşifre edilmiyor.. Gülen hoca efendi hazretlerine (!?) göre “Futbolla iktidar da, rejim de değiştirilir.” “Çarşı, herşeye karşı” sakın siyasi bir slogan olmasın, uyumaya ve mayalanmaya bırakılan bir siyasi enstrüman olarak kullanılmak için üretilmesin..

Bakın, bu konu basında siyasetten daha fazla yer alır. Merkezi hükümet ve yerel yönetimin fonları büyük ölçüde bu malayani işe ayrılır.

Medya ve STK’lar, al birini vur ötekine. Bizim STK’ların çoğu yabancı fonlar tarafından fonlanmıştır ve birer Truva atına dönüştürülmüştür.. Meslek odaları, SİAD’lar, büyük ölçüde kontrol altında. Soros boşuna devrede değil. Dinciliği de, milliyetçiliği de, solculuğu da, liberalleşmeyi de, LGBTİ’yi de fonluyorlar.. STK’lar toplumu atomize etmenin en kolay yolu. Basın da toplumu agnostik hale getirip nötralize etmenin en ucuz yolu. Bu işlere bir de bu açıdan bakalım.

Üniversiteler zaten başlı başına bir alem. Paralel yapının fikri altyapısı 1990’larda, ABD’den gelen bir takım kripto akademisyenler tarafındanBoğaziçi ve ODTÜ çatısı altında oluşturuldu. Boğaziçi, Galatasaray, Bilgi, Işık, Koç, Sabancı, Yeditepe, kambersiz düğün olur mu, Gülen’in bütün üniversiteleri, Ankara’da Hacettepe, Ortadoğu, Bilkent, BaşkentÜniversitesi bu tür projelerin yapıldığı merkezler oldu.. Tek sorun Gülen’in kolejlerinin çatı katı değil..

Bakın, “Sam Amca”nın elinin altında FETÖ gibi bir sürü adam var. Geçen gün Abdullah Yıldız yazıyordu: “ABD’de kurduğu mistik Halkın Tapınağıörgütünün üyelerini sıkı sıkıya kendine bağlayıp çoğunu Guyana’da yaptırdığı “Jonestown Cenneti”ne göçüren ve FBI ile basının ısrarlı takibi üzerine bin kadar fanatik üyesi ile birlikte 1978’de topluca intihar edenJim Jones’in adını hatırlayanınız var mı?” Moon Tarikatı neyin nesi..Pensilvanya’da, Hindistan’da benzer bir yapılanma içindeki başka bir dini hareketin gurusu da oturuyor. Maharaşimistlik neyin nesi mesela. Bu tür o kadar çok tarikat var ki. Bunlar yavaş yavaş Türkiye’ye de, diğer İslam ülkelerine de giriş yapmaya başladılar..

“Sam amca”nın yeniden bir durum değerlendirmesi yapması şart.. Eğer yarım asırlık bir müttefikini, çeyrek asırlık tetikçin için feda ediyorsan, dün sizin iyi çocukların gözetiminde örgütlenen PYD gibi bir taşeron örgüt üzerinden Türkiye’ye ayar vermeye kalkıyorsan, kimse sana inanmaz “Sam amca!”

Onları harcarsan elinin altındaki öteki örgütler tedirgin olacak, ama Türkiye’yi harcamaya kalkarsan öteki ülkeler tedirgin olacak.. Ülkeyle örgütü takas edecek adamın aklından bir sorunu olsa gerek..

Yoksa Gülen’in sihirbazları Beyaz Saray’ı ve kongreyi de mi büyülediler?.. “Sam amca” “zombi” mi oldu?.. Clinton’ın çantasında da okunmuş bir 1 Dolar olmasın.. Hem de 3 kez okunmuş olmalı. Haham, papaz bir de FETÖ’nün okuması, yani “dinler arası birlik” dedikleri şeyi Dolar’ın şahsında birleştirmişler sanki..

Ah Sam amca ah, bu gidişle seni kimse kurtaramaz.. Duvarmish Kızılderililerin reisi Seatle’nin dediği gibi “Döktüğün kan ve gözyaşında boğulacaksın beyaz adam”! 

Oyun bitti. Çanlar kapitalizmin çöküşü için çalıyor, doğan güneşin aydınlattığı minarelerin şerefelerinden yükselen ezan sesleri, yeni bir doğuşu müjdeliyor, siz hoşlanmasanız da!

Selam ve dua ile..

yeniakit