Adı Üstünde MİT İşte!

Adı Üstünde MİT İşte!

Milli kelimesinin M’sinin İT’in yanında durmaktan başka bir işlevi yoktu...

Arzu Erdoğral / Habervaktim

Adı üstünde MİT işte!

Uluslararası İstihbarat Örgütleri adına çalışan ajanların MİT’e rahatça sızdığı günlerde Milli kelimesinin M’sinin İT’in yanında durmaktan başka bir işlevi yoktu.

Bunun en acı örneklerinden biri de 28 Şubat’ta yaşanmıştı. Sivil iktidara yönelik ‘irtica raporu’nu hazırlayan kurum MİT’ti.

Şayet o gün olması gerektiği gibi MİT seçilmişlere bağlı bir tutum sergilemiş olsaydı askerin değil milletin iradesinin temsiliyeti devam edebilecekti.

Bu durumda kimin iradesine hizmet edildiği ise herkesin malumu!

Güçsüz ve bağımlı bir Türkiye’den şikayetçi olmayanların karın ağrısı ise Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı görevine gelmesi ile başladı.

MİT’in bağımsız bir yapılanmaya gitmesi ve yabancı ajanların önünün kesilmesi nedeniyle Fidan’ı hedef tahtasına oturtanlar o gün bu gündür  hep rahatsızlar.

Türkiye’nin artan etkisinden rahatsızlar.

Vatan topraklarının artık başka ülkelerin serbestçe operasyon yapabildiği bir ülke olmamasından rahatsızlar.

Çözüm sürecine dış güçlerin karıştırılmamasından rahatsızlar.

Filistin’e destekten tutun da Mısır darbesine karşı gelinmesine kadar birçok politikadan rahatsızlar.

Allah’ım sana şükürler olsun evet rahatsızlar!

Rahatsızlar çünkü tek bir emirle boynu kırılan Milli kelimesinin yeniden dirilmesi söz konusu!

İşte bu dirilmeyi gerçekleştirmek Fidan’ın en büyük suçudur.

Bu suçu işleyen MİT  Müsteşarı Hakan Fidan’ın, ABD ve Siyonist İsrail’in hedefinde olmasından daha doğal ne olabilir ki?

Neticede Mısır darbesiyle eşzamanlı olarak global bir irtica tehdidi oluşturarak AK Parti iktidarını yıkamamalarının en büyük nedeni MİT’in millileşmesidir. 

Bu milliliği sonlandırmak için algı operasyonları ve itibarsızlaştırma için her yol deneniyor.

İçeriden gerçekleştirilen işbirlikleri ile Fidan yargılanmaya çalışıldı, MİT’in tırlarına baskın yapıldı.

2937 sayılı kanunda yer aldığı üzere ülkemize yönelik içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını devlet çapında oluşturma görevi olan bir kuruma karşı gerçekleştirilen son tır hadisesi ise MİT düzenlemesini gündeme getirdi.

TBMM’ye sunulan teklif üzerinden ise büyük bir yaygara başlatıldı.

Muhaberat Devleti oluyoruz!”

El insaf, el vicdan…

Teklif üzerinde tartışmalar elbette olacaktır. Ülkenin bekasını vatandaşların güvenliğini tehlikeye sokacak her açık kapanmalıdır.

Ama yapılan bu değil ki!

Yapılan;

Kısa bir sürede Türkiye’yi polis devletinden istihbarat devleti olma iddiasına dönüştüren bir aklın kodlarındaki yazılım hatasından kaynaklı olarak ülkenin bütünlüğü karşısında siyasi çıkar tercihini kullanmaktır.

En büyük yanılgı ise Hakan Fidan üzerinden yalnızca siyasi iradenin zarar göreceğini sanmaktır.

Dış güçlerin nasıl bir Türkiye istediği sorusuna herkesin içerisinde olduğu bir cevap verilecektir.

Ülkemiz üzerinde kurulmak istenen kontrol ve baskı mekanizmasının dişlilerinden biri olanların ise gürültü dindiğinde ellerinde hiçbir şey kalmayacak.

En vahimi ise bu savaş bittiğinde şayet istenilen dizayn gerçekleşirse Millilik de yeniden rafa kalkacak.

Bazen beklemeden bir şeyleri görmek gerekir öyle değil mi?

https://twitter.com/ArzuErdogral