ABD'de İsrailli Üst Düzey Yetkiliye ilk Dava

ABD'de İsrailli Üst Düzey Yetkiliye ilk Dava

Eski İsrail Başbakanı Barak'a açılan "Mavi Marmara" saldırısıyla ilgili dava, ABD'de üst düzey İsrailli yetkiliye açılmış ilk dava özelliğini taşıyor.

Mavi Marmara saldırısında şehit edilen Furkan Doğan'ın ailesinin, eski İsrail Başbakanı ve dönemin Savunma Bakanı Ehud Barak'a açtığı dava, bugüne kadar ABD'de İsrailli üst düzey yetkiliye açılmış ilk dava özelliğini taşıyor.

Konferans ve toplantılara katılmak için California'nın Pasadena şehrinde bulunan Barak, Mavi Marmara saldırısında şehit edilen Furkan Doğan'ın ailesinin planı neticesinde aleyhine açılan davanın tebligatını, Furkan'ın doğum gününde elden almanın şokunu yaşadı.

Türk vatandaşlığının yanı sıra ABD vatandaşlığı bulunan Furkan Doğan'ın ailesinin avukatlarından oluşan bir ekibin Barak aleyhinde açtığı davanın tebligatı, Mavi Marmara kurbanlarının avukatları ve onlara eşlik eden profesyonel bir ekibin büyük gizlilik ve titizlikle yürüttüğü çalışma sonucunda Barak'a ulaştırıldı.

Doğan ailesinin Hukuk Danışmanı Hakan Camuz, davaya ve hazırlanan plana ilişkin yaptığı açıklamada, süreçle ilgili kararın Barak'ın California'da toplantılara katılacağını öğrenmeleriyle başladığını belirtti.

Haber üzerine Furkan'ın ailesiyle ön görüşme yaptıklarını anlatan Camuz, "Hassas ve ayrıntılı planlama gerektiren bir süreçti. Zira mesele, içeriği hazırlayıp mahkemeye başvurmak değil, bunu hiç kimseye duyurmadan yapabilmek, tebliğ edeceğimiz kişinin bundan kaçmasına fırsat vermemekti. Yani mahkemenin mührünü almak kolay ancak önemli olan dava açtığınız insana bunu tebliğ edebilmek" dedi.

Camuz, şöyle devam etti:

"Kaldı ki Ehud Barak bu korku nedeniyle 2010 senesinde Fransa'da uçaktan inmeyerek aynı uçakla İsrail'e geri dönmek zorunda kalmıştı. Ve son beş yıldır da bu konuda oldukça tedbirli hareket ediyordu. Bizim için heyecanlı olan nihayet onu yakalamış olmak. Mahkemeye başvuruyu Barak'ın Pasadena'ya geldiğinden tamamen emin olduktan sonra ve çok geç bir saatte yaptık. Son dakikayı bekledik ki bilinmesin ve duyulmasın. Cuma günü başvuruyu yaptık ve hafta sonu da dahil olmak üzere beklemediği bir anda tebligatı kendisine ulaştırmaya çalıştık. Kendisine fark ettirmeden yapılan birkaç başarısız deneme sonrasında ki bunu fark etmesi halinde önlem alacaktı ve tüm bu planlar boşa gidecekti, nihayet bir tevafuk sonucu Furkan'ın doğum gününde tebligatı Ehud Barak'a ulaştırmayı başardık. Gece saat 22.30 sıralarında tahmin etmediğimiz kadar sorunsuz şekilde bir bayan arkadaşımız Barak'a tebligatı 'Ahmet Doğan, oğlunu katlettiğinizden dolayı sizi mahkemeye verdi, şahitler huzurunda tebliğ ediyorum, iyi geceler' sözleriyle ulaştırdı ve Barak'a büyük bir şok yaşattı."

Ailenin avukatlarından Dan Stormer, düzenlediği basın toplantısında, Barak'a karşı ceza değil "hukuk davası" açtıklarını ve Barak'ın işlediği suçun hesabını mahkeme önünde vereceğini belirtti. Stormer, dava neticesinde Barak'ın tutuklanması gibi bir durumun olmayacağını ancak mahkemenin Ehud Barak'ı on milyonlarca dolar tutarında tazminata mahkum etmesini beklediklerini ifade etti.

Barak'ın davayla ABD yasalarına göre suç sayılan "yargısız infaz, işkence, uluslararası terörizm" ve benzeri suçlardan cezalandırılmak üzere hakim karşısına çıkması bekleniyor. Davaya diğer mağdurlar ve ölenlerin aileleri de dahil olabilecek.

Mavi Marmara baskını

2010 yılının mayıs ayında, İHH İnsani Yardım Vakfının da aralarında bulunduğu 6 uluslararası sivil toplum örgütü, Gazze'ye insani yardım götürmek için bir yardım filosu oluşturdu. 37 farklı ülkeden gelen 750 aktivisti taşıyan filo, 6 bin tonluk insani yardımı Gazze'ye ulaştırmayı hedefliyordu.

Ancak 31 Mayıs sabahı, Mavi Marmara gemisinin etrafı İsrail ordusuna ait 4 savaş firkateyni, 3 helikopter, 2 denizaltı ve 30 zodyak bot ile sarıldı. İsrail saldırısında 8'i Türkiye, biri ise hem Türkiye hem de ABD vatandaşı olan 9 silahsız insani yardım aktivisti şehit edilirken, 56 kişi ise ağır yaralandı. Saldırıda ağır yaralanan Süleyman Uğur Söylemez ise Ankara'da tedavi gördüğü hastanede, saldırıdan 4 yıl sonra hayatını kaybetti.

Mavi Marmara gemisindeki tüm aktivistler kendi rızaları dışında alıkonulmalarına rağmen, İsrail'e izinsiz girmekten tutuklandı. Beer-Sheva Hapishanesi'ne götürülen tüm aktivistlerin birbirleri ile haberleşmelerine ve dışarıya telefon etmelerine dahi izin verilmedi. Yoğun diplomatik temaslar sonrasında aktivistler 2 gün sonra serbest bırakıldı.

Açılan davalar

Bu saldırı ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası birçok hukuk zemininde çalışmalar gerçekleştirildi. Mavi Marmara saldırısı, ulusal düzeyde Türkiye, ABD, İspanya, Belçika, İtalya gibi ülkelerin hukuk mercilerine, uluslararası düzeyde ise Uluslararası Ceza Mahkemesi ile BM İnsan Hakları Konseyi'ne taşındı.

AA