ABD: "Saf Değiliz"

ABD: "Saf Değiliz"

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İran ile yürütülen müzakerelerde şu anda yaptıklarının “saflıkla” ilgisi bulunmadığını söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nde P5+1 ülkeleri ile İran  arasında yapılan anlaşmayla ilgili Kongre üyelerinin sorularını yanıtladı.

Oturumdaki açılış konuşmasında, anlaşmanın detaylarına dair bilgi veren Kerry, Obama yönetiminin anlaşmaya yönelik görüşlerini tekrarladı ve Kongre üyelerini anlaşmanın neticesinde İran'a yönelik yaptırımlara getirilebilecek rahatlamanın, sınırlı ve istenildiğinde geri döndürülebilir olduğuna ikna etmeye çalıştı. 

"Bu çok hassas bir diplomatik an"

Kerry, İran'ın nükleer meselesine yönelik hesaplamalarının değişip değişmediğini bilmediklerini, bu nedenle sürecin güven üzerine kurulu olmadığını ifade ederek, "Tarihe baktığımızda hepimiz şüpheci olmakta haklıyız. Ancak, şu anda hiçbirşey kaybetmeden bu öneriyi dikkatli biçimde test etmede en iyi şansa sahibiz" diye konuştu. Kerry, bu kapsamda eski ABD Başkanlarından Ronald Reagan'ın  "güven ama teyit et" sözünü, "teste tabi tut ama teyit et" olarak değiştirdi. 

Kongre'den bu çerçevede İran'a yönelik yeni yaptırımları şimdilik durdurmasını talep eden Kerry, şunları kaydetti: 

"Hiçbir zaman yaptırım geçirmeyin demiyoruz. Eğer bu süreç işlemezse, biz daha fazla yaptırım için gelip size başvuracağız. Benim söylediğim; şimdi bunu yapmayın. Bu çok hassas bir diplomatik an ve bugün dünyanın yüzyüze kaldığı en acil bir ulusal güvenlik kaygısını barışçıl yollarla çözümleme şansına sahibiz. Bir yol ayrımındayız,  tarihteki gerçekten aks noktalarından birindeyiz. Yolun biri, İran'ın nükleer programına dair uluslararası toplumun kaygılarını ele alan bir çözüme götürebilir, diğer yol ise devam eden düşmanlık ve potansiyel çatışmaya yönlendirebilir.

Bunların yüksek riskler olduğunu size söylememe gerek yok. Müzakerecilere bunu başarabilme fırsatını vermekle yükümlüyüz ve eğer ABD olarak pazarlığı sonuna kadar sürderemezsek, P5+1 ülkelerinin geri kalanından ve dünyadaki partnerlerimizden de bunu yapmasını bekleyemeyiz. Eğer kendi çizgimizden çıkar ve ne istersek onu yaparsak, bu ülkelerin yaptırımlara yönelik desteğini kaybederiz. Çünkü onları sadece zorlayamayız, onların yardımına ihtiyacımız var. Bu anlaşmaya yönelik ortaya çıkan birliğin (varlığının) tehdit altına girmesini istemiyorum. İranlılara anlaşmaya karşı çıkmak için kamuoyu önünde bir bahane fırsatı vermek istemiyorum. (Yeni yaptırım getirmek), uluslararası partnerlerimizin bizim dürüst bir aracı olmadığımız yönünde düşünmesine neden olabilir".

Kongre'ye: "Bizimle çalışın"...

Kerry, bir soru üzerine, "Eğer başarısız olursak, size gelip ek yaptırımlar isteme yönünde taahhüdümüz var, buna ihtiyacımız olacak. Sizden şunu istiyorum: Bizimle çalışın. Biz (anlaşma başarısız olursa yeni yaptırımları) desteklemek için sizinle çalışacağız. P5+1 ülkeleriyle ilişkilerimiz ve yeni yaptırımların göndereceği mesajlar nedeniyle sizden bunları (yaptırımları) şimdi yapmamanızı istiyorum. Ama, (başarısız olunması halinde) bu yönetimin size gelip yeni yaptırımlar istemeyeceğini söylediğinizde de yanlışsınız, tamamen yanlışsınız. Söylüyorum size, böyle bir durumda geleceğiz" dedi. 

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 6 aylık süre içerisinde “kırmızı çizgilerinin” ne olacağının sorulması üzerine, hedeflerinin İran’ın nükleer programında herhangi bir silaha sahip olmasını engellemek olduğunu kaydetti. 

“Gizli yer altı tesislerine ulaşabileceğiz”

Kerry, İran ile varılan anlaşmadaki amaçlardan birinin de, Tahran yönetiminin neler yaptığını bilmek olduğunu söyledi. Karşı tarafın, kendilerine nükleer tesislere sınırsız ulaşma imkanı sağlayacaklarını ifade ettiğini belirten Kerry,  sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi gizli yer altı tesislerine ulaşabileceğiz. Buna sahip değildik. Bu büyük bir anlaşma. Şimdi Natanz’a girme imkanı var ve şimdi ne yaptıklarını bilebileceğiz. Ağır su reaktörüne yeteri kadar erişimimiz olacak.”

"Bu geçici bir anlaşma değil, kapsamlı bir anlaşmanın ilk adımı"

İran’ın anlaşmayla ilgili söylemlerini hatırlatan Kerry, belirli bir ilerleme sağlamanın İran’a bağlı olduğunu kaydetti. Tahran yönetimi ile varılan mutabakatın “geçici bir anlaşma” olmadığını belirten Kerry, söz konusu uzlaşının kapsamlı bir anlaşmanın ilk adımı olduğuna vurgu yaptı. Kerry, “Bunu herkes için tekrar dikkatlice dile getirmeme izin verin. Bu geçici bir anlaşma değil. Bu kapsamlı bir anlaşmanın ilk adımı. Bunu niçin yaptık? Basit bir nedenle; dostlarımızı ve kendimizi daha güvenli hale getirmek için” diye konuştu.

Kerry, Kongre üyelerinden yöneltilen bir soru üzerine İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in pozisyonunun değişmediğini kaydetti. Kerry, "İran'ın kamuoyu önündeki pozisyonları ve söylemleri değişmedi, çok kışkırtıcı, tehdit edici ve olağanüstü derecede zarar verici" ifadesini kullandı.

İran’ın nükleer silah elde etmesinin bölgede de bazı sıkıntılara yol açacağına vurgu yapan Kerry, “Eğer İran nükleer silah elde ederse kesinlikle bölgede silahlanma yarışı olacaktır. Bu, İran’ın niçin nükleer silaha sahip olmaması gerektiğinin nedenlerinden biri” açıklamasında bulundu.

“Yaptığımızın saflıkla ilgisi yok”-

John Kerry, şu andaki anlaşmanın “saflık” olduğu yönündeki eleştirileri ise kabul etmedi. “Şu anda yaptığımızın saflıkla bir ilgisi yok” diyen Kerry, “Çekinceleri anlıyoruz. Riskleri anlıyoruz. Bunun ne kadar kritik olduğunu anlıyoruz. Kafamda hiçbir şüphe olmadan şuna kesinlikle inanıyorum ki sadece müzakere ediyor ve daha da baskı uyguluyor olsaydık onları daha da fazla silah edinmek istemeye itebilecek uzun bir sürece davet çıkarmış olurduk, ve bu durumda kendinizi, müzakere edebildiğiniz ama diğer taraftan da İran’ın (nükleer) silah sahibi olmaya bugünden daha yakın olduğu bir noktada bulabilirdiniz. Bu çok daha tehlikeli” diye konuştu.