Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

60. YIL



İsrail için, İşgalin 60. Yılında dramatik bir final:
"Tarihin sonu"..
Tutuşturmaya çalıştığı medeniyetler arası savaşa gerek kalmadan İsrail, hayallerinin doruğunda çaresizliğin ve yalnızlığın acısını yaşıyor..


İsrail'de teoloji eğitimi alanların sayısı artarken dinden uzaklaşma hızla artıyor.. Artık İsrail halkı dindar bir halk değil.. İçki, kumar, fuhuş, her şey var. Cumartesi yasağına uyan yok. İnandıkları gibi değil, yaşadıkları gibi inanıyorlar..

"İsrail"i varedeceğiz derken kendileri kayboldular.. İsrail'de şimdi en çok konuşulan konu "Kayıp 13. Kabile" değil, "Yahudi kim?" sorusu. Falaşalar, Rusya'dan gelen Karaylar (Karaimler), Balkanlardan gelenler ne kadar Yahudi? İbrani dilini, geleneğini, dinini bilmiyorlar.. Kutsalları yok.. Renkleri, tipleri, örfleri, dilleri farklı..

Nüfus artışı dedikleri, bu unsurların çocukları..

İsrail halkının, bütün bu göçlere, yaş ortalamasındaki artışlar ve doğan çocuklara, İsrail'e göç kampanyalarına rağmen 700.000'den fazla Yahudi İsrail'den ayrılmış.. Özellikle de gençler, aslında askerden kaçmak için, eğitim bahanesi ile gidiyor gelmiyorlar. Bir kısmı da askerden kaçmak için dini okullara gidiyorlar. Çoğu da toplumda görmedikleri saygınlığı, din perdesi altında kazanmak için, Yahudiliğini kabul etmeyenlere Yahudiliklerini göstermek ve tabii en başında askerden kaçmak ve gelir güvencesine kavuşmak için Ruhban oluyorlar..

Yahudiler İsrail kurulduğundan beri ilk kez bu kadar yalnız ve çaresiz duruma düştüler..

Dünya derin devleti kendi içinde bölündü. Masonlar, şövalyeler de öyle. 11 Eylül'de sadece kuleler vurulmadı, başka çok önemli gelişmeler de yaşandı.. Amerikan ekonomisi gerileme dönemine girdi. AB'nin yükselen Asya karşısında tutunma şansı yok..

Kudüs, İsrail'in bundan sonraki geleceğinde turnusol kağıdı görevini yapacak.

Kudüs'ün ateşi İsrail'deki fanatiklerle, liberal kesimin arasını iyiden iyiye açmış durumda. Fanatikler teolojik olarak mesihi bekliyorlar ve bunun da bugünkü dünyanın sonu olacağına inanıyorlar.. Sekülerler ise buna karşı çıkıyorlar.

Dahası Kudüs'ün hem Yahudilerle Müslümanlar, hem de Yahudiler ile Hıristiyanlar, hem de Hıristiyanların kendi içinde de çatışmaya sebeb olacağını biliyorlar ve bu gelişmelerin işgal altındaki topraklardaki Yahudiler için bir felaket olacağını biliyorlar.. Onun için de kaçıyorlar..

Bir de, Tanrıyı kıyamete zorlamak için, yangına körükle giden Evengalishler var..

İsrail için bundan böyle hiçbir şey, bir daha, dünden daha iyi olmayacak.. İsrail hâlâ çok güçlü olabilir. Dünya derin devletinin merkezinde yer alıyor olabilir. Global sermayeye yön veren bir lobi tarafından destekleniyor da olabilir. Ama gücünü kaybediyor..

İsrail'in varoluşunda onu destekleyen İngiltere bugün "Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede."

Masonlar, istihbarat örgütleri, derin güçler, para, media, her şey demek değil..

İsrail hızla yalnızlaşıyor. Daha çok yalnızlaşacak

İsrail'de iktidar, muhalefet ve toplum ilişkileri daha da keskinleşecek..

İsrail'e göç edenler Yahudi görünen maceraperestler. İsrail'de teoloji okuyanlar asker kaçakları.. İsrail'den göç edenler ise okuyan ve varlıklı kesim..

İsrail göreceksiniz, kendi başına bela olan bir terör kentine dönecek..

Bugün İsrail'e lanet eden Yahudi dindarlar var.

Demokrasi ve liberal düşünce, insan hakları bağlamında İsrail hükümetine karşı kıyasıya rakabet eden Yahudiler var..

Halkın büyük çoğunluğu ise korkmuş vaziyette, yılgınlık içindeler.

60 yıldır süren bir savaş ruh dünyalarında ağır tahribatlara sebeb olmuş.. Ve 60 yıl sonra geldikleri nokta onlar için hiç de iç açıcı değil.. Bu kadar güçlü bir ülkenin, bunca desteğe, silah gücüne rağmen küçük bir topluluk karşısındaki çaresizliği kendileri için de bir hayal kırıklığı sebebi olmuş..

BM'nin ABD'nin, AB'nin desteğine rağmen İsrail'in elde ettiği ne var? Silahsız çocuklar, aç insanlar ve dünyanın en modern silahlarına sahip askerler. Etkin bir istihbarat desteğine sahipler. Karşısındakilerin hava ve deniz desteği yok. İsrail ise hava, kara, deniz gücüne sahip.

İsrail için 60 yılın sonunda elde ettikleri kazanç, kan, gözyaşı, utanç ve öfkeden başka bir şey değil. 60 yıl süren yolculuğun ardından katettikleri mesafe bir bakıma bir arpa boyu kadar bile değil..

40 yıl Tih çölünü dolaşarak geldikleri Kudüs'e, bu defa birkaç kilometrelik bir mesafeden ancak 60 yılda geldiler ve Kudüs, öyle anlaşılıyor ki, İsrail için yolun sonu anlamına geliyor aynı zamanda.

Çünkü Kudüs'ten öte bir yol yok.. Kudüs bir dönemin sonu ve yeni bir dönemin başlangıcı olarak tarihin biçimlendiği bir kent olarak yeniden dikkatleri üzerine çekiyor..

Büyük hesaplaşma uzak değil ve sonuç daha şimdiden belli.

İsrail için yolun sonu..

On yılda bütün göçlere rağmen toplam nüfusunun %15'ini kaybeden İsrail, önümüzdeki birkaç yılda çok daha fazlasını kaybedecek..

İsrail bugün bundan böyle daha fazla büyümek için değil, mevcudu korumak için çalışacak. Oysa bu da mümkün değil..

İsrail kaybedecek. Belki de ilk defa bir devletin tarihi, doğduğu günden son gününe kadar kan ve gözyaşı ile dolu olacak..

Oysa Allah (cc), "öldürmeyeceksin" demişti..

Onlar Hz. Musa'ya ihanet ettiler..

Bugün Hz. Musa'nın varisçileri Filistin halkıdır. Siyonistler ise Hitler'in, Firavunların kanlı iktidarlarının varisidirler..

Ey Musa (AS), kavmini Sana şikâyet ediyorum.

Ey İsa (AS) kavmini Sana şikâyet ediyorum.

Selâm ve dua ile..

NOT: Çarşamba günü Beyazıt da, 13.00'de Filistin topraklarının işgalinin 60. Yılı protesto edilecek. Haberiniz var mı? Diğer illerde kim ne yapıyor? Peki siz neredesiniz ve ne yapıyorsunuz? Haksızlıklar karşısında susanlardan olmayalım.. Biliyorum artık Cola ve sigara içmiyorsunuz değil mi?



vakit

Bu yazı toplam 2097 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar