Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

28 Şubatçılar ha bu size ders olsun

28 Şubatçılar, Balyozcular, Ergenekoncular, Kenan Evren’in düşmüş olduğu durum size ders olsun..

27 Mayıs’ın yıldönümüne az bir zaman kala bu yaşananların tüm darbeciler ve onların iş birlikçileri için ders olması gerek.

Evren’in cenaze törenine, hükümet, iktidar partisi, ana muhalefet partisi, Genelkurmay Başkanı, kimse katılmıyor..

Bu akıbet Tahsin Şahinkaya için de ders olmalı. Tabi Çevik Bir için de, Hurşit Tolon, Çetin Doğan ve diğerleri için de..

Özür dileseler keşke, olanlardan ötürü, vakit çok geç olmadan..

Kendileri göçüp gidecek, geride kalanlara bir utancı miras bırakacaklar.. 

Sadece darbeciler değil, onlara arka çıkan brifinglenmiş medya, yargı mensupları, akademisyenler, malum 5’li çete ve paralel odalar ve örgütler için de geçerli özür çağrısı. Bu utanç aynı zamanda dün Ergenekon’un, derin devletin, çetelerin, kayıt dışı siyaset odaklarının avukatlığını üstlenenler için de sözkonusu.

Paralel yapı da bu öfkeden nasibini almalı. Evren’in cenazesi bir milli irade için milli bir mutabakat eylemine dönüştü. Seçim öncesi bu tavrın ayrı, önemli ve özel bir anlamı var.. Birileri hâlâ bu milli duruşun anlamını tam olarak anlayabilmiş değil sanki medyada.. Onlar bu günkü duruşları ile, aslında milli irade karşısında nerede durduklarını göstermiş oluyorlar. Deşifre oluyorlar, anlayacağınız.

Bana kalırsa millet bu duruşu ile aslında, “kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden bundan sonra darbeye teşebbüs edecek, siyasal iktidara müdahale etmek isteyeceklere, devleti ele geçirmek için plan yapanlara, derin ve paralel yapılara da bir ders vermiş oluyor.

Ne demişler, “zulm ile abad olunmaz”, “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste”.  İşte böyle “zulm ile abad olanın ahiri berbad olur”. Bu tepki, bu kişilere sahip çıkmayan aile fertlerine şamil olmamalı. Babalarının yaptıkları, onların, eş, kardeş ve çocuklarından sorulmaz. Sorulmamalı.

Hâlâ var mı, kaldı mı bilmiyorum. Bu durumda, eğer hâlâ varsa Evren’in adını taşıyan cadde, park, meydan, okul onların adlarının artık değiştirilmesi gerek.. Ve tabi önce şu Evren anayasasının değiştirilmesi, bu ayıp, bu utançtan, bu milletin kurtarılması gerek..

Evren için sembolik bir devlet töreni ve sessiz-sakin bir dini tören yapıldı. Sadece ailesinin ve çok yakınlarının katıldığı bir törenle defnedildi.. Kızı, babasının halkın çok büyük kesimince sevildiğini söylese de gerçek ortada.. Kendi zanlarını gerçek kabul ederek teselli bulmaları psikolojik bir tatmin olmasının ötesinde bir anlam taşımıyor. Yoksa kimi helva dağıttı, kimi davul çaldırdı. 

Evren’in cenazesi aslında seçim öncesi sessiz bir referanduma dönüştü.

Aynı silahla hem sağ, hem sol kahveler tarandı, faili meçhuller patladı, onlarca insan idam edildi. Kimileri çıkmış, bugün AK Parti hükümeti ile 12 Eylül’ü kıyaslıyor ve bu günü daha vahim görüyorlar..

O günleri hatırlıyorum da, ne günlerdi. Zulmetmedik ahali kalmadı. Bütün darbeciler gibi, Evren de psikolojik sorunları olan bir diktatördü. 12 Eylül’de aranırken, asker kaçağı durumuna düşmüştüm, hemen askere gittim. GATA’da yatıyordum. Bulamadılar. Darbeye gerekçe gösterilen Konya’daki Kudüs mitingindeydim. Derin devletin kumpasını bütün çıplaklığı ile gördüm.

Evren’in ölümü ile bir dönem kapanmış oluyor. Evren’in akıbeti, kendinden sonraki aynı yolun yolcuları için ders olsun.

Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 834 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar